1 Kasım 2011 Salı

Kıvamı Tutmamış Bir Film: Anadolu Kartalları





Ben bir film eleştirmeni değilim, bir filmi eleştirmek de haddime değil, bu yazımın amacı benim penceremden izlediğim bir filmin bende bıraktığı izlenimleri kişisel blogumda paylaşmak isteğimdir.
Bu yazı kesinlikle bir film eleştirisi değildir.


Anadolu Kartalları

Seneler önce okuduğum bir haberde, Londra Üniversitesi'nden bir yönetmen Sue Clayton'ın son yıllarda çekilmiş ve iyi gişe yapmış filmleri inceleyerek farklı bileşenlerin film içindeki oranına göre bir formül çıkarttığı yazıyordu. Bu formüle göre iyi bir filmde olması gereken bileşenler ve oranları ; “Yüzde 30 aksiyon, yüzde 17 komedi, yüzde 13 kötüye karşı iyi, yüzde 12 seks/romantizm, yüzde 10 özel efekt, yüzde 10 entrika ve yüzde 8 müzik”   şeklinde sıralanıyordu.

Anadolu Kartalları filmini izlediğimde hemen aklıma okuduğum bu haber geldi. Çünkü ne anlatmak istediği net bir şekilde ortaya konamamış sağlam bir senaryoya dayandırılamamış bir film izliyordum, sanki bir formüle göre yapılmıştı ve bu formülde ne yazık ki oranlar ve kıvam tutmamıştı.


Yağ, Un, Şeker Ne duruyorsun?

Belki de salona girerken çok büyük beklenti içinde girmiştim sonuçta film, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının 100'üncü kuruluş yıl dönümü nedeniyle çekilmişti. Sırf bu film için Amerikan Wolfair Aviation şirketinden özel jet kiralanmış Havada 2.5 saat HD çekim yapabilen bu jet daha önce "Iron Man" filminde kullanılmış ve 4 günlük bedeli 600 bin dolar. Film için harcanan toplam bütçe ise 6 milyon dolar. Filmle ilgili edindiğim bu ön bilgiler beni daha da çok heyecanlandırmıştı. Ama elde bu imkanlar varken ortaya çıkan şey çok daha etkileyici olmalıydı.

Filmde çok güzel görsel sahneler yok değil ama bu sahneler izleyiciye çok karmaşık bir şekilde aktarılıyor Anadolu Kartalı tatbikatında kimin dost kimin düşman uçağı oynadığını, uçak tiplerini bilmeyen bir izleyicinin anlaması imkansız. Kim kimi vuruyor ne oluyor belli değil. Bu tarz aksiyon sahneleri karışık yapısından dolayı etkileyici olmaktan uzaklaşmış.

Filmin en büyük eksikliği ise bana göre filmin amacı olması gerektiğine inandığım Türk Hava Kuvvetleri'nin 100. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yapılmış olmasıyla da bağlantılı olarak milliyetçililik duygularının azda olsa öne çıkartılıp vurgulanamamasıydı. Askerleri konu alan bir filmde ortada bir düşman olmaması da bunu engelleyen en önemli faktör. Bu amaca hizmet eden sadece bir sahne aklımda kaldı o da Amerikalı pilotun bizim pilotların yeteneği karşısında hayretler içinde kalıp Kemal Binbaşı ile yaptığı sohbet.. Bu da kıvamı tutturmak için yeterli olmamış.

Nereye çekersen oraya,

Peki bu kadar eksikliğin içinde ne fazlaydı bu filmde? Bana göre kesinlikle olması gerekenin çok daha üstünde romantizm ve entrika doluydu. Evet filmlerde aşkı sevgiyi seviyoruz ama oranları yine tutturamamışlar. Sanki bir gençlik filmi edasında genç teğmenlerin yaşadıkları aşkları. Teğmen Ahmet'in kız arkadaşı Burcunun kaprisleri ve yanlış anlamalarını yoğun bir şekilde seyirciye dayatılmış. Özellikle Burcu'nun ilişkilerindeki bitmek tükenmek bilmeyen karamsar ve diretken tavrı bir süre sonra çok bıkkınlık vermeye başlıyor. Kemal Binbaşı da bu sahnelerde ilk başta öğüt veren bilge konumunda ortaya çıkıyor ama daha sonra film dizi vari değişken senaryosundan dolayı kontrolsüzce romantik drama yönelmeye başladığından Kemal Binbaşı için en doğrusu ortada hiç bir neden yokken başka bir ülkeye dış göreve gitmek olmuş.

Salondan çıkınca aklımda kalanlar, araya serpiştirilmiş herhangi bir amacı olmayan karman çorman görsel sahneler, seyirciye dayatılan romantizm ve entrika dolu ilişkiler ve son olarak Türk pilotların da en az Holywood filmlerindeki Amerikan pilotlar kadar karizmatik oldukları : )


Sonuçta;


Türk Hava Kuvvetlerinin 100. kuruluş yıl dönümü için çekilen bir filmin seyirciye vermek istediği mesaj neydi? Bu sorunun cevabını alamadan ayrıldım salondan. Bence yapımcılarda bu sorunun cevabından çok Sue Clayton'ın formülüyle ilgilenmişler gibi duruyor. Bunun üstüne kıvamda tutmayınca ortaya şöyle bir şey çıkmış. "%80 Romantizm-Entrika,  %10 Aksiyon, %5 Özek efekt, %5 Sanal kötülüğe karşı iyi (Tatbikattaki yapay düşman uçakları)"

Hoş  her şey yolunda gitseydi ve filmde olması gereken bileşenler yerli yerinde olsaydı bile, bir Holywood filmi klonu izlemiş olurdum gibi geliyor bana. Olsun ama en azından bir Türk filmi olarak, o da bir ilk olurdu ve buna tercih ederdim.  Sağlanan imkanlar ve teknik koşullar düşünüldüğünde Sinema tarihimizde ciddi yer edinebilecek bir yapım olma şansı varken sıradan bir film olmakla kalmış Anadolu Kartalları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder